23 Eylül 2012 Pazar

Lancome La Vie Est Belle




Notalar: Armut, siyah üzüm, iris, portakal çiçeği, yasemin, vanilya, pralin, tonka fasulyesi, paçuli

La Vie Est Belle.... Fransızca da hayat güzeldir anlamına gelen bir cümle. Fransız markası Lancome'un raflarda yerini alan yeni parfümü La Vie Est Belle ismi ve şişesi ile beni kendine çekmeyi başaran bir parfüm. Kapağın altında siyah kurdele ile süslenmiş parlak, pembe renkli sıvıyı barındıran şık bir şişeye sahip olan bu parfüm için heyecanlanmadım diyemem.

Genelde piyasada yeni çıkan parfümleri not alıp topluca denemek üzere parfümeriye giderim. Her birini küçük deneme kağıtlarına sıkıp sürekli koklar ve aklıma kazımaya çalışırım ve beğenmediklerim olursa hemen eler çöpe atarım. Genellikle bir el dolusu kağıdın 4/3 ünü elemek durumunda olurum ve geri kalanları uzun süre koklamaya çalışırım. İşte o atılan kağıtlar arasında La Vie Est Belle başı çekiyor ne yazık ki. Tam üst notaları çok beğenmişken, hiç farklı bulmadığım alt notaları hissediyorum. Ve bu noktada birkaç cümle çıkıyor ağzımdan 'ben bunu bir şeye benzetiyorum ama ne !! Evet buldum Victor Rolf Flower Bomb !!! ' Hani piyasada birden deli gibi patlayan ama benim için bir özelliği olmayan parfümlerden bir varya o parfüm. Zaten piyasa da bir parfüm çok satılmaya görsün hemen bir benzeri çıkar. Bu yüzden beni üzen bir parfüm oldu La Vie Est Belle. Ama şunu söylemem gerekirse Flower Bomb'dan daha başarılı bir parfüm.

  Bu parfüm hakkında çok fazla söze gerek olmadığını düşünüyorum. Ama sevenlerin sayısı da bir o kadar fazla olacak bu su götürmez bir gerçek. Sadece şişe tasarımı ve içinde ki sıvının rengi hoşuma gitti o kadar..

19 Eylül 2012 Çarşamba

AMBRE RUSSE PARFUM d'EMPİRE







NOTALAR: Vodka, şampanya, çay, tarçın, ardıç, kişniş, deri, huş ağacı, tütsü, amber, misk

Amberli parfümlere olan ilgim gittikçe arttığından Ambre Russe'u denemek için sabırsızlanıyordum. Her ne kadar üst notalarında kullanılan votka ve şampanya parfüme soğuk bir hava vermiş olsa da içeriğinde oldukça sıcak notalar kullanılmış. Amber temalı parfümler geneli hep sıcak parfüm sınıfında.

Amre Russe açılışını iki farklı alkollü içecek ile yapıyor.  Benim içmeyi çok sevdiğim şampanya ve bir türlü sevemediğim Vodka ile. Aslında benim için en zor kısmı açılış kısmı. Alttan amberin hayvani kokusuyla üst notalarda ki içeceklerin oluşturduğu karışım midemde bazı hareketlere sebebiyet verdi. Bu aşamada bu parfüme tahammülümün zor olduğunu düşünüyorum. Ayrıca parfümden beklentimin yüksek olması  açılış olarak hayal kırıklığına sebep olmadı değil. Aslında ilginç bir açılış yapıyor ama ben ısınamadım işte. Daha sonra parfümün ardındaki notalar yavaş yavaş kendini gösterdikçe oldukça seksi, ılık bir parfümle karşılaşıyorum. Çay notasının amber ile uyumu harika. Deri notası pek belli değil ama elbet parfüme sağladığı bir ayrıcalık vardır diye düşünüyorum. Amber notası ise her daim belli ama sanki biraz hayvani bir amber. Yani nasıl ifade etsem sanki hayvan dışkısı gibi. Ama ne olursa olsun gene de seksi bir parfüm. Erkek ve kadın teninde soğuk aylarda çok güzel uyum sağlayacağını düşünüyorum. Peki Ambre Russe benim için en iyi amber temalı parfüm mü? Muhtemelen hayır. Serge Lutens'in meşhur Ambre Sultan'ı benim göz bebeğim. Şahane bir parfüm. Yani her notasıyla mükemmel tamamlanmış. Ayrıca amber notası bu parfümde ki kadar hayvani değil sanki tene daha yakın daha oryantal. Gene de Ambre Russe zevk için para bayılacağım parfümler arasına girmiş bulunmakta. Ayrıca farklı oluşu seçim sebeplerinden bir diğeri. Parfum Russe benim için 4 yılldızlık bir parfüm. Eğer açılışını sevmiş olsaydım kesinlikle 5 yıldızlık bir parfüm olacaktı..

18 Eylül 2012 Salı

TRESOR by LANCOME



NOTALAR: Kayısı çiçeği, şeftali, ananas, leylak, müge, gül, bergamot, iris, yasemin, helioptrope, vanilya, misk, sandal, ağacı, amber

Tresor meyveli-pudralı bir gül parfümü. Annemin üzerinde koklamayı sevdiğim en güzel parfümlerden biri. Tresor'un kesinlikle bir klasik olduğunu düşünüyorum. Klasik olsa bile modern bir koku. Kesinlikle kendine has, farklı bir tarzı var. Ayrıca pudralı yapısından ötürü herkesin sevmediğini düşündüğüm bir parfüm. Bu parfümü kullanan birçok kadın tanıyorum ve anneme bu parfümden en yakın zamanda bir şişe almayı bile düşünüyorum.

Tresor bana eskilerden bir şeyler hatırlatıyor. Lüks ve görkemli olan şeyleri. Bu parfümü giymek için şık olmak lazım. Günlük, sırf güzel kokmak için devamlı kullanıma uygun bir parfüm değil. Özel bir davet yada dışarıda yenilecek güzel bir yemek için şahane bir parfüm. Ayrıca sonbahara ve gece kullanımının daha uygun olacağını düşünüyorum.

Tresor'da baskın olan notaları gül ve kayısı. Pudralı yapısı da muhtemelen misk yada iris'den kaynaklanıyor. Alt notalarda ki vanilya notası parfüme sıcaklık katmış ve ömrünü uzatmış. Ayrıca vanilya notasının tende çok uzun süre hissediliyor. Bu sebeple Tresor oldukça kalıcı parfümler arasına giriyor. Tabi şişe tasarımı da çok şık..

Tresor kesinlikle imza niteliğinde bir parfüm. Uzun süreler kullanıldığı vakit insanların sizi bu parfümle bağdaştıracağına eminim. Tabi ten kimyası olayına inananlarda biri olarak bu ihtimal olmayabilir de ama gen de denemeye değer bir parfüm Tresor...

BLEU DE CHANEL by CHANEL







NOTALAR:  Laden reçinesi, muskat, sandal ağacı, paçuli, zencefil, vetiver, limon, nane, greyfurt, yasemin, tütsü,biber, sedir

Bleu de Chanel citrus parfüm sınıfında orta derecede, Chanel bünyesinde ise vasat bir parfüm. Reklamı oldukça fazla yapılmış ve ilk çıktığında Chanel standların da bayağı bir ilgi görmüştü. Bunun sebebini ise markanın uzmanlığını yapan insanların parfümü dayatmasından kaynaklandığını düşünüyorum, çünkü bu parfüm Chanel parfüm evi için kötü bir örnek. Son zamanlar da Chanel'in genç kesime hitap etmek için markanın çizgisinden uzak, kötü parfümler çıkardığını düşünüyorum. Chance buna bir örnektir mesela. Markaların genel sorunu bu aslında. Daha fazla insana ulaşabilme kaygısıyla beğeni kriterlerini değiştirip kaliteyi aşağıya çekiyorlar. Ama bu durumu ben Chanel gibi bir markya yakıştıramıyorum. Sorun hitap dan öte parfümün kalitesi. Mesela Hermes, Guerlain gibi yarı Niche markalar son zamanlarda genel kitleye uygun kokular yapıyorlar ama çizgilerinden ödün vermiyorlar. Her ne kadar Ellena, Hermes markasının baş parfümörü olduktan sonra markaya farklı bir yaklaşım getirmiş olsa dahi marka bünyesinde ki her parfümün özel bir tarafının olduğunu düşünüyorum.

Bleu De Chanel kanaatimce gereksiz bir parfüm. Markanın klasik erkek parfümlerinin yanında sönmüş kalmış bir koku. Chanel markasının fiyat aralığını düşünürsek ucuz bir parfüm değil. Eminim marketlerin kozmetik bölümünde bu tarz da deodorant yada parfümler daha uygun fiyata bulunabilir.

12 Eylül 2012 Çarşamba

NOİR EPİCES by FREDERİC MALLE







NOTALAR: Karanfil, gül, portakal, biber, tarçın, muskat, vanilya, sedir, paçuli, sandal ağacı, aldehitler

Frederic Malle parfüm evinin benim için en özel kokusudur Noir Epices. Eğer ki hayatım boyunca tek parfüme sadık biri olmuş olsaydım eminim ki imza parfümüm Noir Epices olurdu. İlk giydiğim zamanı hatırlıyorum da elime aldığım küçük siyah numuneyi cildime sıkar sıkmaz işte bu deyişimi duyar gibiyim. Yaşadığım şok da cabası!!!

Bakmayın isminin Noir Epices ( siyah baharatlar ) olduğuna ,Noir Epices şipre bir koku. Aslın da o bir zarif mi zarif bir gül parfümü. Gülün şahane bir formu. Üs notalar da aldehitler ile beraber açılan portakalın ardından gelen kadifemsi-kremsi gülün,  paçuli ve sandal ağacı ile tene yakınlığı muhteşem!! Üst notalardaki aldehitlerin portakal ile sebep olduğu keskinliğe burun kıvırıp vazgeçmeyin sakın, alt notalarda ilginç olan sizi karşılayacak bir sanat dehası var. Benim için üst notaları bile çok ama çok güzel...

Noir Epice bana nedense yan tabloda kullanılan iki rengi hatırlatıyor. Kırmızı ve siyah..


Noir Epices'in eminim ki içeriğinde çok farklı moleküller kullanılmış. Farklı şeyler var bu parfümde. Kesinlikle farklı bir parfüm. Ayrıca parfümde en çok hissedilen notaların gül, karanfil ve portakalın olduğunu düşünüyorum. Frederic Malle ise bu parfüme " koleksiyonumuzun en şifreli üyesi demiş" ve en doğru şekilde ifade etmiş.  Noir Epices'in bir diğer sevdiğim tarafı ise hem modern bir çizgiyi yakalamış olması hemde çoğu klasik parfümlerde ki şipre çizgileri bünyesinde barındırmayı başarmış olması. Ve yine söylemek isterim ki Noir Epices herkese göre bir parfüm değil. Farklı insanların kokusu Noir Epices. Farklı düşünen, farklı yaşayan, sanatı seven birinin parfümü. Kesinlikle özel bir gün için kullanılacağı gibi, soğuk  kış günlerinde ve yaz akşamlarında da kullanımının şahane olacağını düşünüyorum. Son olarak da bu parfümü bizlere armağan eden Michel Roudnitska'ya teşekkürlerimi sunuyorum...

10 Eylül 2012 Pazartesi

Khal Drogo ( Parfümör Vedat Ozan)






Bugün size bir Vedat Ozan'ın parfümlerinde birini yorumlamak istedim. Ne zamandır yorumlamak istiyordum hep aklımdaydı. Aslında elimde eserlerinden yorumlamak istediğim o kadar çok parfümü var ki ilk olarak  çok başarılı bulduğum bu parfümü yorumlamalıyım dedim. Aslında parfümün ismi Khal Drogo değil. O zaman bu 'nereden çıktı' diyeceksiniz. Vedat beye yaptığım ofis ziyaretinde bana bu parfümü denemem için numunesini vermişti . Hafif koyu sarı renkte ki numuneyi bileğime sürüp koklamıştım ve bayılmıştım. Aklıma ilk gelen deriydi. Vedat beye parfümde deri benzeri notaların olup olmadığını sormuştum ve kendisi tam olarak deri notalarının olmadığını, ona benzer notalar kullandığını söylemişti. Bende bu deri-gibi-kokan parfüme hayran kalmıştım ve Vedat bey'de bana bir numunesini hediye etmişti. İsmine gelirse: Parfümün oluşturulma aşamasında Vedat bey çok sevilen dizi ( benim de çok sevdiğim ) Game Of Thrones'da ki Khal Drogo karakterinden ilham aldığını ve onun karakteri gibi güçlü, keskin ve sıra dışı bir koku yarattığını söylemişti. O yüzden Khal Drogo diyorum bu parfüme.

 Parfümle karakterin paralelliğine kesinlikle katılıyorum. Herhalde Khal Drogo bir parfüm kullansaydı bu tarz bir koku kullanabilirdi. Deri gibi kokan, tozlu, sert bir koku. Tam tarifini yapamıyorum garip bir koku.  Tam olarak hangi notalar kullanıldı bilmiyorum. Parfümün alt notaları oldukça güzel. Hafif tatlı bir yapısı var sanki. Bana biraz Parfum d'Empire koleksiyonundan Cuir Ottomon'nu hatırlattı. Ama Cuir Ottomon kadar şekerli değil ve çok daha ağır bir koku. Ayrıca içinde farklı notalar, farklı moleküller kullanılmış gibi. Daha önce koklamadığım şeyler var. Aslında bana Paris'in görkemli havasını hatırlattı.

 Kesinlikle herkese göre bir parfüm değil. Sanatsal bir yorum diyebilirim. Aslında Vedat beyin çok güzel Niche kategorisinde parfümleri var. 'Kokucuklar' ile beraber yaptığı parfümlerin de satışı olsa çok sevileceğini düşünüyorum. Hatta bir butik altında satılsa şahane olur. Kendisine artan başarısının daha da artmasını dileyerek yorumu sonlandırıyorum.

6 Eylül 2012 Perşembe

ACQUA DI GIO by GIORGIO ARMANI






Notalar: Yasemin, bergamot, neroli, limon, lime, mandalina, portakal, gül, menekşe, siklamen, kişniş, sümbül, muskat, frezya, biberiye, beyaz misk, sedir, amber, şeftali, marin akoru, paçuli, yosun, muhabbet çiçeği ?

Ne yalan söyleyeyim ben hiçbir zaman bir Gio kullanıcısı olmadım. Hiçbir zaman merak edip bu parfümü araştırmadım. Bu kadar güzel bir içeriğe sahip olduğunun farkında bile değildim. Neden erkeklerin vazgeçilmez kokuları arasında başı çektiğini yeni yeni anlıyorum ama benim için çok bir şey ifade etmediğinden bir blogger yorumunu bile okumuş değildim. Madem bu kadar ünlü bir parfüm ve hala birçok kullanıcının vazgeçemediği bir parfüm 'neden bir yorum yazmayım?' diye sordum kendime.

Aslında Gio ile bir çok kez karşı karşıya kaldık. Çok yakın çevremde şişelerce kullanıp bitirenler ve hala devamını getirenler var. Birçok kez kapağını açıp koklamışlığım ve tenime sıkmışlığım var. Ama nedense bu koku bana hiçbir zaman cazip gelmedi. Bazı tenlerde güzel durduğunun farkındayım. Kötü bir parfüm kesinlikle diyemem Gio için. Hatta kadınların bile kullanımına uyun bir koku. Ayrıca bir sentetik harikası demek istiyorum. Bir diğer örneği ise Cool Water..

Ferah ve taze kokuları seviyorum. Fazla kafa yormayan, tenle bütünleşen temiz kokular ile birlikte marin kokular arada tercihim. Genelde bu tarz kokuları kullanmak istediğim zaman ilk tercihlerim Hermes'in Jardin serisi olur yada Prada'nın güzel irisi kokuları. Calvin Klein Be arada kullandığım favori parfümüm. Yıllar öncede severek Issey Miyake Pour Homme kullanmışlığım var.

Gio temiz bir koku. Hemen hemen her erkeğin risk altına girmeden gözü kapalı alacağı bir parfüm. Belirttiğim gibi kesinlikle sentetik harikalarından biri. Burnu yormayan, baş ağrısına sebebiyet vermeyen sessiz bir parfüm.  Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki:  bir çok parfüm sitesinde yazarlar sentetik içeriklerin kullanımının kötü bir şeymiş gibi lanse ediyorlar. Bir çok parfümün sentetiklerden sıyrılmış ve gerçek notaların kullanıldığı gibi yorumlar yazılmış. Sentetikler artık ana akım markalarla birlikte Niche sektöründe bile sıkça kullanılıyor. Hatta lab. ortamında doğada var olmayan kokular bile sentezleniyor ki bunun en iyi örneği IFF'İn buluşu olan ve çığır açan İso e süper molekülüdür. Bunun gibi galaxolide, salisilatlar, ianonlar, sedir keton ve asetat türevleri gibi birçok terpen ve aldehitler aroma ve koku sektöründe oldukça sık kullanılmakta. hem bir çok molekül gerçeğinden çok daha iyi nüanslar verebiliyor. Sanıyor musunuz en iyi markalar bile hep saf esanslar kullanıyor. Tabi ki hayır. Hermesin Jardin serisinden tutun Frederiz Malle, Serge Lutens, Amouage ve daha birçok iyi marka parfümlerinde bolca sentetik kullanıyor. Tamamı doğal olan bir parfümü 250-300 tl gibi bir rakama almak çok komik. Markaların Pure Parfum adı altında sattıkları parfümler astronomik fiyatlarda satılıyor ki onlar bile bir miktar sentetik içeriyordur eminim. Artık bir amberin yada bir miskin doğalı bulunmadığına göre ve laboratuvar ortamında benzer akorlar yaratıldığına göre binlerce lira verip doğalını kullanmaktansa sentetik olanını kullanmak markalara daha cazip geliyor. Siz gül yağının kilosunun 15-16 milyar civarında olduğunu biliyor musunuz? damlası 60 liralık bir içerik için hangi marka risk altına girsin. Parfüm oluşturmak bir günde olmuyor. Bazı parfümlerin yapımı seneler alıyor ve oluşturulan bir çok karışımın farklı nüansları yaratılıyor. Bu istenilen karışıma ulaşana kadar kadar devam ediyor Bu süreç içerisinde ne kadar malzeme kullanıldığını tahmin bile edemiyorum.


Eleştirimi sonlandırıp Gio'ya dönmek istersem. Benim için hala vazgeçilmez yada en iyi kokulardan biri değil. Piyasada Guerlain'ın Vetiver ,Habit Rouge yada Chanel'in klasikleri olan şahane erkek parfümleri dururken kesinlikle bir şişe alıp kullanabileceğim bir parfüm değil.

4 Eylül 2012 Salı

CADJMERE by PARFUMERİE GENERALE




Notalar: Brezilya gül ağacı, amber, sandal ağacı, şipre notalar, hindistan cevizi, kan mandalinası, myrtle

Cadjmere şimdiye kadar kokladığım en güzel vanilya kokularından biri. Parfüm sitelerinde ki 'silajı yüksek, yoğun bir koku' gibi yazılan yorumlara bakmayın. Oldukça hafifi tenle bütünleşen bir parfüm. Tropikal havasının olduğuna bende katılıyorum. İçeriğinde her kullanılan nota gerekli miktarlarda kullanılmış ve en uygun form yakalanmış. Ben yoğun vanilya kokularını sevmediğim için bu tarz vanilya kokularını kullanmaktan zevk alıyorum. Bence vanilya kokuları ağır olmamalı. Vanilya kendini gizlice belli etmeli ve diğer notaları bastırmamalı.

Cadjmere aslında otlu-odunsu bir vanilya kokusu. Özellikle açılışında, kullanılan otların kokusunu alır gibiyim. Hindistan cevizi notasını ise azami miktarlarda kullanıldığı vakit çok severim. Bu notanın parfümü yumuşattığını ve sütlü-tatlı bir hava verdiğini düşünüyorum. Cadjmere'de bu nota gayet güzel kullanılmış. Daha sonra ise hissedilen odunsu bir vanilya kokusu.

Cadjmere ucuz bir parfüm değil. Zaten Parfumerie Generale bir Niche markası. Aslında vanilya ağırlıklı kokulara yüklü bir miktar vermeyi sevmiyorum ama Cadjmere'i yaz günlerinde kullanmak bir zevk olacağı için bir şişe alabilirim