30 Ocak 2012 Pazartesi

Le Parfum de Therese by Frederic Malle





Notalar: Mandalina, kavun, karpuz, menekşe, erik, gül, vetiver, sedir, muskat (küçük hindistan cevizi) , yasemin

Le Parfum de Therese, şimdiye kadar denediğim en zarif çiçek kokusu desem çok mu abartmış olurum acaba.Gerçekten benim için müthiş bir deneyim.Kesinlikle modern, kesinlikle benzersiz bir klasik.Hatta bu parfüm için efsanevi bile diyorlar.Belkide bunun sebebi yaratılış amacı olsa gerek.Parfümün burnu master parfümör Edmond Roudnitska.Güzeller güzeli Diorissimo, Diorella, Rochas Femme gibi unutulmaz çiçek kokularının Sahibi.Bu sebeptendir ne zaman çiçek kokuları konusu açılsa aklıma gelen ilk isimlerden biri Edmond Roudnitska oluyor.Aslında piyasada diğer parfümörler kadar yüzlerce parfümüne rastlanmıyor ( kim bilir belki hala gün yüzüne çıkmamış gizli cevherleri vardı ) ama arkasında olduğu her parfüm zamansız. Hepsi birbirinden başarılı. Le Parfum de Therese'da bunlaradan biri. Hatta fikrimce en başarılısı. Çiçek parfümlerini sevmeyenler bile bu parfümü göğe çıkarıyor.Parfümün oluşturulma aşaması da yazılanlara göre Edmond Roudnitska bu parfümü 50 li yıllar da  biricik karısı için hazırlıyor.Daha sonra Frederic Malle bu parfümü koleksiyonuna koymak istiyor ve markanın raflarında yerini alıyor.

Le Parfum de Therese, çoğu çiçek parfümünün negatif özelliği olan çiçeksi yoğunluktan sıyrılmış mayhoş, hafif tatlı, meyveli bir çiçek kokusu.Her bir notası olması gerektiği kadar ve bu sebeple notalar birbirleri ile mükemmel bir uyum ile kaynaşmış.Açılışta ki kavun, karpuz, mandalina üçlüsü ve daha sonra devreye giren ve parfüme tatlımsı mayhoş bir hava veren erik notaları dışında diğer notalarını ayırt etmek o kadar zor ki...Deri notasını bile zar zor hissettim diyebilirim.

Oldum olası kavun, karpuz, çilek gibi meyve kokularından haz etmedim.Yaz için tercihim hep narenciye kokuları olmuştur.Ne zaman bir parfüm içeriğinde bu notaları görsem hep ön yargıyla yaklaştım ve uzak durdum.Taki bu parfüm ile karşılaşana kadar.Keşke üst notalar bitmese dedim ama üzülmedim.Etkisini kaybeden üst notalardan sonra daha güzel bir karşılama vardı benim için.Etkisi uzun süren bir iksir...


Şunu söylemem gerekirse denediğim hiçbir Frederic Malle parfümleri beni hayal kırıklığına uğratmadı.Başta garip bulsam dahi markayla ilgili deneyimim arttıkça daha da sever oldum parfümlerini.Bu yüzden her sevdiğim kokusunu almak istiyorum.Le Parfum de Therese' bunların arasında başı çekenlerden.Bu arada bu parfüm diğer çoğu Frederic Malle parfümleri gibi unisex olarak satılıyor haberinizi olsun :)

26 Ocak 2012 Perşembe

Fleurs d'Oranger by Serge Lutens




Notalar: Yasemin, sümbülteber, portakal çiçeği, beyaz gül, kimyon, muskat, hibisküs tohumu, portakal kabuğu

Kötü bir başlangıç olacak ama bir parfümün içeriğinde bu kadar güzel notalar kullanılsın ama bir o kadar da tenimde kötü ve kirli koksun. Gül, sümbülteber, yasemin üçlüsünü o kadar heyecanla bekledim ki...Kimyondan dolayı bir tedirginliğim vardı ama bay Sheldrake eminim güzel bir şey ortaya çıkarmıştı umuduyla bu duygumu bastırıyordum. Ama yinede sonuç değişmedi. Sipariş ettiğim numuneler elime ulaşır ulaşmaz heyecanla ilk denemek istediğim koku buydu. Numuneyi elime alır almaz küçük şişeyi açmadan burnuma götürdüm ve mükemmel içerikteki çiçek kokusunu içime çektim. Şişenin etrafına sinmiş olan koku o kadar güzeldi ki hemen açıp tenime sürdüm ve yorumlamaya çalıştım.

FO Biraz yoğun, çiçeksi bir açılış yapıyor .Açılışta yoğun olarak hissedilen notanın portakal çiçeği ile beraber yasemin olduğuna karar verdim. Sümbül ve gül bir süre sonra hissediliyor ama ben en çok sümbülü hisseder gibiyim. Elimi uzun süre burnumdan ayırmazsam eğer gülü çok hafif ve konforlu bir şekilde algılayabiliyorum (keşke her parfümde gül kullanılsa).Ve sonra beni rahatsız eden ve nedenini bir türlü algılayamadığım nota ile karşılaşıyorum. İşte bu noktadan sonra tenimde bir faciaya dönüşüyor bu koku. Aynı çürümüş ot gibi yada haşlanmış asma yaprağının sapları gibi ( haşlanmış asma yaprağının sapını elinizde ezerseniz çıkan kokuyu hissedebilirsiniz ). Buna sebep olan kimyon mu? yoksa muskat mı? yada belki hibisküs tohumu.Zaten hibisküs çayını oldum olası sevemedim ve kokusunu da haz etmedim.

İnternette bu parfüm hakkında ki yorumların çoğu olumlu. Hemen hemen herkes FO'nun mükemmel bahar-yaz kokusu olduğunu, insana güzel şeyler çağrıştırdığını ve rahatlattığından bahsediyor .Sümbülteber parfümlerini sevenler ise bu parfüme bayılıyor. Olumsuz yorumların çoğu ise FO'nun Serge Lutens çizgisinden daha farklı ve markanın genel kalitesinin içinde basit olduğu yönünde.'Yahu' dedim 'hiçbiri mi benimle aynı düşünce de değil' ta ki bir yorumda adamın birinin bu parfümün teninde aynı ter gibi koktuğu yorumunu okuduktan sonra.

FO benim için çok özel bir parfüm değil ama tenine yakışanlar için günlük kullanılabilecek güzel, akılda kalıcı bir bahar-yaz kokusu olabilir.