7 Kasım 2011 Pazartesi

PORTRAIT OF A LADY by FREDERIC MALLE


Notalar: Türk gülü, tarçın, frambuaz, black currant, beyaz misk, amber, günlük ağacı (frankincense), paçuli, amber, benzoin, sandal ağacı


Portrait of a lady Frederic Malle parfüm evinin en çok koklamak istediğim kokularından biriydi.
Malum gül kokularını seven ben farklı gül kombinasyonları denemek için sabırsızlanıyordum.
Genelde biz Türkler'e gül kokuları çok ilginç gelmez.
Çok başarılı, lüx bir gül kokusu gül suyu benzetmesine çok fazla maruz kalabiliyor.
Bende bu yargıyı yıkabilecek bir koku arayordum.
İçeriğine baktığımda heycanlanacağım, farkındalık yaratabilecek bir gül kokusu olmalıydı.Tütsülerle, tatlı odunlarla, minimum çiçeklerle harmanlanmış oryantal bir gül kokusuydu peşinde olduğum.
Bu yüzden Portarait of a ladyi uzun süredir büyük bir merak içersinde elime geçmesini bekliyordum.
Sonunda elime geçti ve heyecanla tenime sürdüm.




Sevgili master parfümör Dominique Ropion'un tütsülere gark etmiş olduğu bu kokuyu kokladığım vakit küçük bir şok geçirmedim değil.
Beklediğim gül kokusundan oldukça uzaklarda, tamamen paçuli ve odunların etkisi altında, gülün belli belirsiz bir hayalet gibi kendini belli ettiği, yanık odunların, dumanların, küllerin kokularına benzeyen kirli bir parfüm ile karşılaştım. Evet kirli, kuru, kafa karıştıran karmaşık bir koku. Tende hayalet gibi bir varmış gibi ama bir anda yok olurmuş gibi gidip gelen ama her daim teninizde uzun süre hissedilebilen bu parfüm hayal sınırlarımı zorlamış ve ne gibi bir hayal dünyası ile oluşturulduğuna uzun süre kafa yormuştum. Gerçekten çok ilginç bir koku.


Her neyse, benim beklentilerimin dışına çıkıp kokuyu inceleyecek olursak; kesinlikle orjinal ve çok gizemli bir parfüm. İnsanı içine çeken bir şeyler var bu kokuda. Adına bakıp ön yargılara kapılmayın beyler. Bu koku kesinlikle bir erkeğin portresi de olabilirmiş mesela. Ben cinsiyet ayrımını pek sevmem ama bu parfüm kesinlikle savaşçı ruhlu, cesur bir erkeği tanımlar gibi. Araştırmalarım sonucu parfümün yaratılış aşamasında Nicole Kidmanın baş rolünü üstlendiği 1996 yılında çekilmiş olan Portrait Of a Lady de ki karakterinden esinlenilmiş. Karakterin çizgisine yönelik benim kafamda koku adına çok çok farklı şeyler canlanıyor. Biraz daha klasik çizgiler ve biraz daha çiçeksi bir form. İşte bu noktada parfümörlüğün, sınır tanımayan bir hayal dünyasına sahip olunması gerektiren bir meslek olduğunu düşündüm.Ve şunu da söylemek isterim ben Dominique Ropion un hayal dünyasına ve yapıtlarına hayranım. Yorumunu yazacağım Carnal Flower ve Un fleur de cassie  kesinlikle çok başarılı  ve her biri bir sanat eseri. Her an farklı bir yönünü keşfedebiliyorsunuz bu kokuların.

Portrait of a lady'nin içeriği hakkında bilgi vermek istersem; bu pafümün 3/1 inde paçuli yağı bulunuyormuş.
İçeiğinde Iso e super ve ambroxan moleküleri yine fazla miktarda kullanımış.Özellikle Iso e süper çok çok hafif kokan bir molekül olmasına karşın, formülasyonuna girdiği her parfümün kokusunu derinleştiren bir koku molekül olunmasıyla biliniyor.Bu molekül Lancome nin Tresor, Hermes in Terre d'hermes ve Shiseido'nun Feminite du boisin parfümlerinde yüksek miktarlar da kullanılmış.Hatta piyasa da birçok parfümde var ama en tanınır ve başarılı bulduğum parfümleri örnek verdim.Hafif çiçeksi pudramsı bir kokuya sahip ama burnunuzu deriiince çekerseniz kokusunu alabileceğiniz bir molekül.Bu kadar hafif kokan bir molekülün bu denli etkili olması çok ilginç

Sevmem için zamana ihtiyacının olduğunu düşündüğüm gittikçe hayran oluyorum.Kesinlikle herkesin kullanabileceği bir parfüm değil. Denemeden alınmaması gereken bir koku Portrait of a lady..


















5 yorum:

  1. yaaaa ben çok merak ediyorum bunu bi de en passant ı :)

    YanıtlaSil
  2. Portrait of a lady gerçekten ilginç bir koku.Deneme şansınız olursa sizin de şaşıracağınıza inanıyorum.Belki sevmeyebilirsiniz ama bir parfümsever olarak denemelisiniz.Hatta Noir epicesi denemenizi öneririm.Kesinlikle şahane.En passantı ne yazık ki bilmiyorum ama yurtdışında çok övgü alıyor.Leylak kokusunu ben çok severim bu sebeple en passantı seveceğime düşünğyorum :)

    YanıtlaSil
  3. gül kokusu hakkında söylediklerinize katılıyorum. Ben de gül kokularına çok düşkünüm ve sürekli daha da farklı gül kokuları ararım. Gül kokusunu sevdiğimi söylediğimde herkes burun kıvırıyor, sanırım akıllarına gül suyu geliyor :D
    C.

    YanıtlaSil
  4. Sevgili adsız,

    Ülkemizde bulabileceğiniz öyle çok ilginç, başarılı gül kokuları yok ama by killian,jo malone annic goutal gibi markaların bünyesinde olabilir.Bu markalar Türkiye de var.Genelde her markanın bir gül kokusu oluyor.bu arada insanların önyargılarına çok takılmamk lazım.Hiç sevmediğiniz yada sevilmeyen bir içerik teniniz de adeta evriliyor ve çok iyi sonuçlar doğabiliyor.Ben bunu çok yaşadım :)

    YanıtlaSil
  5. Parfümlere böyle yorumlar yapmayı sevmem ama insan hacı yağı kokmak için bu kadar para vermemeli. Güzelim Chanel No.5'a hacı yağı kokusu diyenler bir de bunu deneseler... Çok şey beklemiştim bu parfümden. İlk kokladığımda ben de şok oldum. Kötü anlamda elbette...

    YanıtlaSil